Başkalarının yaptıklarına, söylediklerine ve düşündüklerine aldırış etmeyen, sadece iyi bir insan olmak için kendi yaptıklarıyla ilgilenen bir insan ne çok zaman kazanır
03 Ağustos 2005
Bilgi ve Mutluluk
Bilgi ve mutluluk arasındaki bağlantıdan bahsediyor birçok düşünür. Bazıları sadece mutluluk arayışının bile yeterli olduğunu söylüyor. Bazıları ise tam tersini yani bu arayışın mutsuzluk getirdiğini savunuyor. Mutluluk bizim elimizdeki bir parametre mi ? Yani ben mutlu olmak istediğim de olabilir miyim ? Basitçe evet. Sadece uygun paterni uygulamalıyım. Bazıları, olumsuz bir duruma geçeceğini farkettiği anda konuyu değiştirip olumlu şeylerden bahsetmeye başlar. Bu başarılı bir yöntem. Daha zor ama güçlü bir teknik; olumsuz bir konudan konuşmaya devam ederken bile olumlu kalmaktır. Eğer mutluluğun bir parametre olduğunu kabul ediyorsak zaten ulaşılması çok kolay bir hedef haline geliyor ve bir amaç olarak üzerinde çok fazla kafa yormaya bile gerek yok. Üzerinde uğraşmamız gereken şey bu iki strateji üzerinde sürekli daha fazla pratik yapmak olur.
Denkleme bilgiyi de kattığımızda, işler biraz daha karışıyor. Bilgi düzeyimiz ile mutluluk arasında nasıl bir bağlantı olabilir ki ? Anadoludaki okumamış ve tarlasından başka birşey düşünmeyen bir çiftçi ile şehirdeki işini seven ve araştıran bir psikolog arasında mutluluğu belirleyen genellemeler yapılabilir mi ? Karşılaştırılan insan tipleri belki çok mantıklı olmadı ama bu tip bir genellemenin yapılabileceğini düşünüyorum.
Çiftçiye baştan şöyle bir seçenek sunalım :
- "Hayata dair hiç birşey araştırma ve öğrenme. Sadece işini düşün. Bunun karşılığında ; çok zengin olacaksın. Çok sevdiğin bir ailen olacak. Ve çok sevdiğin komşuların olacak. "
Nasıl anlaşma ; daha ne isteriz ? Gerçekten çok zor bir seçim. Mantık evet diyor ama içeriden "Hayır, burada yanlış bir şeyler olmalı" diye bir ses geliyor. Sadece ben mi duyuyorum ? Yanlış olan şey bilgi olmadan sevgi de olmaz. Hadi çocuğu sevmek bir içgüdüdür ve hayvanlarda bile vardır. Eşin ve komşuların sevilmesi ise tamamen farklı bir hikaye. İnsan sevgisi kadar zor bir kavram yok ki. Bilgi olmadan buna asıl ulaşırız. Bu yüzden buradaki "..hiç birşey araştırma ve öğrenme" kısmı ile "..çok sevdiğin komşuların olacak" kısmı tamamen birbiri ile çakışıyor. Elimizde sihirli değnekle başladık hikayeye ama hikayelerde bile sevgi sihirle elde edilemiyor. Belki iksirle ;)
O zaman patern şöyle oldu : Bilgi -> Sevgi -> Mutluluk
Bilgi, iyi okullarda okumak anlamına gelmiyor ve bir dağın tepesinde oturup düşünülerek ulaşılabilecek birşey. (Bu yüzden yukarıdaki köylü-psikolog karşılaştıması yanlış anlaşılmamalı) Bilgi ise kendine güven sağlıyor. Kendine güven, insanları kıskanmadan ve anlayarak sevebilme yeteneği veriyor. Sevgi düzeyi arttıkça, iç huzuru yani mutluluğu arttırıyor.