31 Temmuz 2005

Aşk Stratejileri

Erkek eve gelip “Seni seviyorum tatlım” dediğinde kadın, “Yo hayır sevmiyorsun” der. Erkek de “Sen neden bahsediyorsun? Sen bunu nasıl söylersin?” der. Kadın da muhtemelen “Konuşmak kolay. Bana artık hiç çiçek getirmiyorsun. Hiç yemeğe çıkarmıyorsun. Bana asla eskisi gibi bakmıyorsun" diyebilir. Erkek de "Bakmak da ne demek? Seni sevdiğimi söylüyorum ya" diye cevap verebilir. Kadın artık sevildiğine ilişkin derin hislerin deneyimine sahip olmayacaktır, çünkü onun hislerini tetikleyecek derin uyarıcılar, kocası tarafından artık ona tutarlı bir şekilde gönderilmemektedir.

Yukarıdaki olayın tersini düşünelim. Erkek görsel, kadın işitsel olsun. Erkek eşine olan sevgisini bir şeyler alarak, yemeğe götürerek ya da çiçek göndererek gösterebilir. Bir kadın kocasına "Sen beni sevmiyorsun" der. Erkek şaşırır ve "Nasıl böyle söylersin? Sana aldığım şu eve bak, seni götürdüğüm yerlere bak" der. Kadın, "Ya, fakat sen bana asla beni sevdiğini söylemedin" der. Erkek de kadının stratejisiyle uyuşmayan bir tonda, "Seni seviyorum" diye bağırır. Sonuç olarak kadın sevildiğini hissetmez.

Tüm zamanların en yanlış eşleşmelerinden biri olan, dokunsal bir adamla görsel bir kadın örneğini inceleyelim. Adam eve gelir ve eşini kucaklamak ister. Kadın, "Bana dokunma, beni daima bir eşya gibi kaldırıyorsun, bütün yapmak istediğin kalçalarımdan tutup sarılmak. Biz niçin bir yerlere gitmiyoruz? Dokunmadan önce bana bir bak" der...

(Anthony Robbins)