18 Kasım 2006

Çatışma

Çatışmanın birden fazla tetikleyicisi var ve bunların en önemli 3 tanesi :

1. Fikirsel Nedenler : Fikirlerin tümüyle ya da önemli bir kısmının uyumsuzluğundan kaynaklanan çatışmalar.

2. Kişisel Nedenler : Kişisel uyumsuzluklar ve çekişmelerden kaynaklanan çatışmalar. Bunlar birbirini sevmeme, statü çekişmesi, çıkar çatışması gibi alt nedenlerden kaynaklanır.

3. Gruba Ait Olma : Siyasi çatışmalar, Dini çatışmalar, Askeri çatışmalar(savaşlar) gibi dünyamızdaki en büyük sorunların kaynağı grup çatışmalarıdır. Grup çatışmalarını bu kadar geniş çaplı yapan şey ; insanların kendi savundukları görüşü sorgulamıyor olmalarıdır. Kişi ; kendi grubunda kaldığı süre içerisinde aksi görüşlere kulaklarını tıkarlar, dinlemek bile istemezler. Bir askerin düşman askeri ile tartışması ya da bir güçlü inançlara sahip bir müslümanın hristiyan bir kişi ile tartışması bile mümkün değildir. Grup çatışmalarında grup elemanları direkt olarak diyalog kurdukları nadir görülür. Bu tür durumlarda yaşanan çatışmaların boyutları büyüktür.

Başlıca çatışma nedenlerini tanımladıktan sonra bunları çözümlemek kalıyor geriye. Biz genellikle önce başkalarının çatışmalarını çözümlemeye çalışırız. Bu çözümleme çevremizdeki ya da dünyadaki çatışmaları önlemekten çok kendi yaşadıklarımızı çözümlemek boyutunda olmalı.

İşe yarayabilecek çözümler:

1. Fikirsel Çatışmaların Çözümleri :
  • Aşırı güvenden kurtulmak : Herzaman karşıdaki fikrin "doğru olabileceği ihtimali"ni düşünüp fikirlerimizde esnek olmalıyız. Bunu zamanında farkedecek kadar esnek değilsek sonradan kabul ettiğimizde çok geç olabilir.
  • Yetersiz güvenden kurtulmak : Haklı olduğumuzda ses çıkaramamak bunu içimize atmamıza ve daha sonra bunu farklı bir çatışmada belki daha da sert dışa vurmamıza neden olabilir. Herzaman haksız durumunda olmak kişiliğimize zarar verecektir. Bu dengeyi ayarlamalıyız.
2. Kişisel Çatışmaların Çözümleri :
  • Sevgi Kırıntıları : Günümüzde olmayan bir kavram. İnsan sevgisinden bahsedildiğinde "o da neymiş?!" , "olur mu öyle şey?!" tarzında sonuçlar alınıyor. Oysa ki bir insandan nefret eden hiçbir insanı sevemez. Nefret edebilme potansiyeli oldukça bir gün bu potansiyelimizi hayatımızdan en sevdiğimiz kişiye bile sergilememiz kaçınılmaz.
  • Hoşgörü : İnsanların hareketlerini çoğu zaman yanlış değerlendiriyoruz. Hareketlerini beğenmediğimiz bir insanın bunu yapmasının mutlaka bir nedeni vardır. Hiç kimseye kin beslememeliyiz.
  • Kendine Güven : Fikirsel çatışmalarda olduğu gibi kişisel çatışmalarda da en önemli çözümlerden birisi kendine güven. Kendine güven her azına geleni söylemek fikirlerini gözü kapalı savunmak değil. Sadece kendi zayıflıklarını bilen ve kabul eden bir insan kendine güvenli olabilir. Bize bir suçlamada bulunulduğunda kendimize güvenmiyorsak öfkelenip kendimizi savunmaya çalışırız. Kendinden emin bir insan ise çoğu zaman bunu yapmaya dahi çalışmaz. Savunulması gereken durumlarda ise öfkelenmeden ve karşısındakini de sinirlendirmeden tüm durumları geçiştirebilir.
3. Grup Çatışmaların Çözümleri :
  • Grup-Sürü Ayrımı : Eğer elimizdeyse gruba sürü anlayışıyla bakmamak en büyük çözüm. Bir asker için bu münkün değil. Ancak bunun dışında bulunduğumuz toplumsal grupların bize sunduklarını bir paket olarak satın alarak değil kendi değerlendirmelerimizden sonra kabullenmeliyiz. Ancak maalesef Orhan Pamuk konusunda, Avrupa Birliği konusunda, Kürt sorununda, Ermeni sorununda, Türban konusunda, Amerika karşıtlığında ne olursa olsun kendi düşüncelerimizi oluşturmuyor toplumsal hareket ne yöndeyse o yönde fikrimizi söylüyoruz. Hem de kendi fikrimizmiş gibi bağıra bağıra söylüyoruz. Sürüden ayrılmak için :
    • Yeterli düzeyde bilgi edinmeli
    • Bizi birey yapacak olan "farklı fikirlerimizi" oluşturmalıyız.
  • Karşı Grubu Değerlendirmek : Her grup kendini %100 haklı görmektedir. Karşı grubu ise %100 haksız görmektedir. Bu din konusunda da siyasal konularda da akla gelen her konuda böyledir. Ancak unutulmamalıdır her grubun doğru söylüyor olabileceği çok az da olsa birkaç nokta olabilir. Bunları görebilmek, görüşümüzün hem zayıf yönlerini hem güçlü yönlerini değerlendirebilmek için çok önemlidir.
Bu çözümleri karşımızdakilere ya da karşı gruba değil "kendimize" uygulamamız gerekiyor. Hatta "Önce kendimize" değil, "Sadece kendimize". Biz kendi bakış açımızı değiştirdiğimizde çevremizdekiler hatta karşıt görüşteki insanlar bile hiç ummadığımız kadar hızlı değişeceklerdir.

9 yorum:

Zehra dedi ki...

hoşgeldin :)

Zehra dedi ki...

bu yazının kendimce özetini söylemek istiyorum...önce kendine sonra karşındakine saygı duymalısın..

kolay gelsin... iyi çalışmalar...

Tolga dedi ki...

merhaba Zehra : )

"önce kendine, sonra karşındakine saygı" kısmı çok doğru bi çıkarım.

sen böyle söyleyince, insanın kendisine bile saygı duymasının ne kadar zor bir şey olduğu geldi aklıma. birçok şeyin başlangıç noktası bu, teşekkürler...

Ufuk Ilter dedi ki...

Arayanlarbulamaz sitesi, iyi bayramlar, mutlu yeni yıllar diler efendim.

Tolga dedi ki...

çok teşekkürler.. iyi yıllar & iyi bayramlar : )

Zehra dedi ki...

post bitti mi :)

Az Akademi dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Az Akademi dedi ki...

tolga bey size nasıl ulaşabiliriz?

Blogcu dedi ki...

BURAYIDA İNCELEYİN
http://kisiselgelismesagla.blogspot.com.tr/